Elektrikli araçlar sadece bir gün değil, her gün konuşulmalı. Her yıl 9 Eylül’de kutlanan Elektrikli Araçlar Günü, mobilitenin geçirdiği dönüşümü yeniden hatırlatıyor. Elektrifikasyon artık geleceğe dair bir öngörü değil; bugün yaşadığımız bir değişim. Küresel ölçekte tablo çok net: 2024 yılında dünyada 17 milyonun üzerinde elektrikli araç satıldı. Bu, toplam satışların beşte birine denk geliyor. 2025’te bu sayının 20 milyonu aşması ve otomobil pazarının dörtte birinden fazlasını oluşturması bekleniyor. Çin tek başına 11 milyon araç satışıyla küresel liderliğini pekiştirirken, Asya ve Latin Amerika’da %60’ın üzerinde büyüme yaşandı. Avrupa’da sübvansiyonların azalması nedeniyle tempo düşse de pazar payı hâlâ %20 seviyesinde. ABD’de ise satışlar ılımlı bir şekilde artarak toplamın %10’una ulaştı. Türkiye’de de benzer bir dönüşüm yaşanıyor. 2025’in ilk sekiz ayında elektrikli araç satışları geçen yıla göre %150’den fazla arttı. Sadece tam elektrikli araçların pazar payı %10’u geçerken, uzatılmış menzilli modellerle birlikte bu oran %18,5’e ulaştı. Hibritlerle beraber düşündüğümüzde ise satılan her 10 araçtan 4’ü elektrik motorlu hale geldi. Buna karşılık benzinli ve dizel satışlarında gerileme görülüyor. Bütün bu veriler gösteriyor ki elektrikli araçlar artık niş bir segment değil, otomotiv sektörünün merkezinde yer alıyor. Hem dünyada hem de Türkiye’de tüketici tercihleri hızla değişiyor; daha çevreci, verimli ve sürdürülebilir çözümler ön plana çıkıyor.